SSS

Bunun birkaç basit nedeni var. Birincisi, hammadde. Niche parfümler sentetik yerine gerçek oud, ambergris, iris kökü gibi doğada zor bulunan, pahalı içeriklere bolca yer veriyor. İkincisi, üretim süreci. Seri üretimden ziyade küçük partiler halinde, bazen tamamen el işçiliğiyle hazırlanıyorlar. Bir de yaratıcılık konusu var. Parfümörler burada özgürce, bütçeyi çok düşünmeden çalışabiliyor. Bu da maliyeti yukarı çekiyor.

Bir parfümün kokusu zaman içinde değişir. Bunu üç bölümde inceleyebilirsiniz. Üst notalar: Parfümü sıktıktan sonra ilk 15-20 dakikada burnunuza gelen, genellikle narenciye ya da meyvemsi, uçucu kokular. Orta notalar: Parfümün karakterini belirleyen, birkaç saat boyunca devam eden çiçeksi veya baharatlı notalar. Alt notalar: En uzun kalan, tene iyice oturan misk, odunsu ya da vanilya gibi kokular. Gün boyu sizle birliktedir.

Kör alış, bir parfümü hiç denemeden, sadece internet yorumlarına veya nota listesine bakarak satın almak demek. Özellikle niche parfümlerde bu gerçekten riskli. Çünkü bu kokular bazen fazlasıyla sıra dışı, hayvansal ya da deneysel olabiliyor. Birinin “harika” dediği bir koku sizin cildinizde ağır ya da tuhaf durabilir. O yüzden, mümkünse önce deneyin.

Dekant, orijinal parfümün şişesinden küçük spreyli şişelere (örneğin 2ml, 5ml, 10ml) aktarılmasıdır. Niche parfümlerin tam şişeleri pahalı olduğu için, satın almadan önce denemek veya koleksiyonunuza çeşit katmak istiyorsanız dekant almak gayet mantıklı ve ekonomik bir yol.

Reformülasyon, bir parfümün formülünün üretici tarafından değiştirilmesidir. Genelde IFRA gibi kurumların yasakladığı içerikler yüzünden ya da maliyetler değiştiği için yapılır. Yani, yıllar önce aldığınız bir parfümün yeni şişesi, eskisiyle aynı performansı veya kokuyu vermeyebilir. Bu gayet normal.

Bu terimler parfümün içindeki koku yağı oranını anlatıyor. Eau de Cologne (EDC): %2-5 esans içeriyor. En hafif ve çabuk kaybolan form. Eau de Toilette (EDT): %5-15 esans. Gündelik kullanım için uygun, orta karar bir kalıcılığa sahip. Eau de Parfum (EDP): %15-20 esans. Daha yoğun ve daha kalıcı. Extrait de Parfum: %20-40 esans. En yoğun ve genellikle en kalıcı formu bu. Ama esans oranı yüksek olduğundan, bazen EDP kadar yayılım göstermeyebilir, yani kokusu daha çok size yakın kalır.

Kuru ciltte parfüm daha çabuk uçar. Kalıcılığı artırmak için: Duştan sonra gözenekler açıkken sıkın. Parfümü önce kokusuz bir nemlendirici ya da vazelin sürdüğünüz bölgeye uygulayın. Bilek, boyun, kulak arkası gibi nabız noktalarını tercih edin. Kıyafetlerinizin üzerine de sıkabilirsiniz (tabii kumaş leke tutmuyorsa). Bu şekilde koku günlerce kalabilir.

Evet, kesinlikle var. Cildinizin yapısı, ne yediğiniz, hormonlarınız, hatta vücut sıcaklığınız bile parfümün kokusunu değiştiriyor. Başkasında bayıldığınız bir koku, sizin cildinizde ekşi veya sönük kalabilir. O yüzden parfüm denemek tamamen kişisel bir süreç.

Parfümlerin en büyük düşmanı ısı, ışık ve nemdir. Banyonun nemli ortamı parfümler için uygun değil. Direkt güneş ışığından uzak tutun. En iyisi, kendi kutusunda ve güneş görmeyen bir dolap ya da çekmecede saklamak. Oda sıcaklığı ideal. Buzdolabına koymaksa, ani ısı değişimleri yüzünden parfümün yapısına zarar verebilir.